DOLAR

32,9949$% -0.11

EURO

35,8195% -0.26

STERLİN

42,5549£% -0.22

GRAM ALTIN

2.528,01%0,83

ÇEYREK ALTIN

4.147,00%0,21

BİTCOİN

฿%

a
admin

admin

27 Temmuz 2024 Cumartesi

    AK Parti’li Şen’den Geçici Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi’ne ziyaret:

    AK Parti’li Şen’den Geçici Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi’ne ziyaret:
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    TRABZON (AA) – AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Trabzon Milletvekili Mustafa Şen, sahipsiz hayvanlar düzenlemesine ilişkin değişikliğin hayvanları koruma maksatlı kanun olduğunu söyledi.

    Şen, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, AK Parti İl Başkanı Sezgin Mumcu ile Büyükşehir Belediyesine ait Geçici Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi’ni ziyaret etti.

    Barınaktaki köpekleri severek ilgilenen Şen, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, önceki dönem belediye başkanlarına teşekkür ederek, Genç’in barınağı yeni kanuna göre daha da büyüterek, fenni bir hala getireceğini söyledi.

    Barınakta hayvanların gezme alanlarının olmadığını ancak yapılacağını anlatan Şen, “Cumhurbaşkanı’mızla birkaç defa bu mevzuyu onun başkanlığında oturduk, görüştük ve belli bir noktaya getirdik. Bu kanun çıktığında, inşallah uygulanmaya başlandığında görülecektir ki gerçekten hayvanları koruma maksatlı bir kanun.” diye konuştu.

    Şen, bu hayvanların canlarına herhangi bir zarar gelmeyeceğinin altını çizerek, birilerinin bundan siyaset üretmeye kalkmasının gerçekten korkunç olduğunu belirtti.

    Sokakların daha güvenli hale geleceğini, esnafın yıllardır beslediği köpeklere dokunmayacaklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “O da orada dursun’ diyeceğiz ama sokakta çocuğun okula gitmesine ya da bir amcanın, teyzenin, ablanın, hanımefendinin, beyefendinin bir yere gitmesine mani bir durum varsa onlar da alınacak, buralara getirilecek. Ama buralar dediğim gibi gezme alanlarıyla hastaneleriyle bakımlarıyla tam teşekküllü bir tesis olacak. Dahası şu var, biz sahiplendireceğiz, yoğun bir sahiplendirme kampanyası yürüteceğiz. Burada benim çok kıymetli dostlarım var, hayvanseverler, onları bu kanunlaşma sürecindeki aktivasyonlarına tekrar geri davet ediyorum ki sahiplensinler ve sahiplendirsinler. Bu işin yolu o.”

    Şen, barınaklarda köpeklerin gezme alanlarının yanı sıra hastanesinin de içerisinde bulunan tesis şeklinde olması gerektiğini aktararak, hayvanları sahiplendireceklerini ve bunu yapmayan belediyelere de hapis cezasına varıncaya kadar yaptırım uygulayacaklarını kaydetti.

    Devlet olarak bu işin üzerine düşeceklerini dile getiren Şen, aynı zamanda vatandaşlardan, vakıflardan, derneklerden, kanaat önderlerinden, hayvanseverlerden, duyarlı insanlardan, hepsinden de yoğun sahiplenme rica ettiğini vurguladı.

    Bu sorunu çözmeleri gerektiğine işaret eden Şen, “Sokaklar güvenli olacak ama bu hayvanların canına zarar gelmeyecek. Bunların beklediği bizden gerçekten 4 şey, azıcık ilgi, azıcık sevgi, azıcık ekmek, azıcık su. Bu kadar. Biz insan olarak bunu yapabilecek bir varlığız, bunu yapmamız gerekiyor, yapacağız.” dedi.

    Şen, insanların korunması ve hayvanlara da zarar gelmemesi için mutlaka üçüncü bir yol olduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

    “Biz bu üçüncü yolu bulduk, çıkardık ve bunu uygulayacağız. Görevini yapmayana da ceza. Hapis cezası dahildir. Alıyor işte ben burada gördüm, birkaç tane vahşi ırk deniliyor. Vahşi ırk diye bir şey yok. Bunlar köpek. Köpekler evcildir, vahşileştirilmiş yavrucaklar onlar, vahşileştirilmiş. Nasıl alıyor? Üç ay, beş ay, bir sene. Beyefendinin, hanımefendinin ya da çocuğun karne hediyesi oluyor mesela. Alıyorlar, hevesleri geçiyor, atıyorlar sokağa. Yok böyle bir şey, bunu yapamazsınız. Bu kadar insafsız olamazsınız. Ya almayın ya da aldıysanız sokağa bırakmayın.”

    Başkan Genç ise 2018’den beri faaliyette olan barınak hakkında bilgi vererek, “Özellikle yeni bir yasanın hazırlandığı bir zamanda belediyelere sokaktaki köpeklerin hem kısırlaştırılması hem de sahiplendirilmesi adına olağanüstü bir sorumluluk düşüyor. Bu bilinçle barınağımızı ziyaret ettik. Bize emanet olan bu canlara sahip çıkacağız.” dedi.

    Devamını Oku

    Manisa'da otomobil 3 araca çarptı, 10 kişi yaralandı

    Manisa'da otomobil 3 araca çarptı, 10 kişi yaralandı
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    MANİSA (AA) – Manisa'nın Şehzadeler ilçesinde 4 aracın karıştığı kazada yaralanan 10 kişi hastaneye kaldırıldı.

    Yarhasanlar Mahallesi Mimar Sinan Bulvarı eski garaj mevkisinde seyir halindeki otomobil, önce iki otomobile, ardından park halindeki minibüse çarptı.

    İhbar üzerine kaza yerine sağlık, polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi.

    Sağlık ekiplerince ilk müdahaleleri yapılan 10 yaralı kentteki hastanelere kaldırıldı.

    Yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi.






    Devamını Oku

    Faslı filozof Taha Abdurrahman “Mutlak Kötülük ve Sınır Boylarında Fikir Nöbeti” konferansında konuştu:

    Faslı filozof Taha Abdurrahman “Mutlak Kötülük ve Sınır Boylarında Fikir Nöbeti” konferansında konuştu:
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    ANKARA (AA) – Arap dünyasının önde gelen düşünürlerinden Faslı filozof Prof. Dr. Taha Abdurrahman, başkent Ankara’da “Mutlak Kötülük ve Sınır Boylarında Fikir Nöbeti” başlıklı konferans verdi.

    Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi ile İslam Düşünce Enstitüsü (İDE) tarafından Millet Kütüphanesi’nin Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen konferansa, İDE ve Uluslararası İslam Düşünce Vakfı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Sefer Turan ile davetliler katıldı.

    Abdurrahman, konferansta yaptığı konuşmada, “mutlak kötülüğü” siyasi olarak ele aldığını belirterek, Filistinli insanların uzak-yakın herkes tarafından bir ihanete maruz kaldığını söyledi.

    Sunumda ele alacağı “mutlak kötülük” kavramının dünyanın önde gelen filozoflarından Immanuel Kant’ın “radikal kötülük” ve Hannah Arendt’in de “sıradan kötülük” kavramlarından daha güçlü olduğuna dikkati çeken Abdurrahman, “Her ne kadar iki filozof da meseleye seküler açıdan yaklaşmış gibi gözükse dahi kötülüğün özünde dini bakış açısı ve dini temel yatmaktadır. Ben burada bir karşılaştırma içerisine girecek değilim. Bana göre mutlak kötülük yani köklü hale gelmiş radikal kötülükten de daha kötüdür.” dedi.

    – “Bunlar bütün insanlar arasında seçilmişlerdir”

    Mutlak kötülüğün ifade edilebilmesi için değerlere dayalı yüce bir akla ihtiyaç olduğunu aktaran Abdurrahman, dinin tarif ettiği “kemal” kavramına müracaat etmek suretiyle bunun kavranabileceğini vurguladı.

    İsrail’in Filistin ve Gazze’de gerçekleştirdiği saldırılara direnen ve karargahlarda nöbet tutanların “murabıt (savaşçı derviş)” olarak tanımlandığını ifade eden Abdurrahman, şöyle devam etti:

    “Onlar dünya çapında bir mücadelecidir. Orada bir Filistinliye zarar verilmesi, incitilmesi dünyaya acı vermektedir. Bir modelden bahsediyorsak ilahi modelden başka bir modelden bahsedemeyiz. Dolayısıyla Gazzeli murabıt aslında bir modeldir. Onun için Filistinli, Gazzeli insan bir dünya insanıdır. Aslında bunlar bütün insanlar arasında seçilmişlerdir. Tüm insanlık adına iki görevi üstlenmek üzere bunlar seçilmişlerdir. Birincisi ‘insanlık değerlerini yenilemek’, ikincisi ise ‘dünyada insanları özgürleştirmek.’ İşte Gazzelilerin görevi de budur.

    Filistinli murabıtın görevi herhangi bir insanın görevine benzemez. Filistin toprakları içerisinde kutsallığın argümanları bir araya gelmiştir. Filistin, mutlak değerden, kemalden ve kemalin değerlerinin tecelli ettiği bir topraktır. Filistinli murabıtın yaşadığı dönem bir başka insanın yaşadığı dönemden farklıdır. Çünkü Filistin’in hafızası içerisinde manevi güç ve eserler vardır. Çünkü manevi eser olmazsa değer olmaz, değer olmazsa kemal olmaz. Ne olursa olsun Filistinli hangi sıkıntılılarla hangi belalarla boğuşursa boğuşsun en nihayetinde bugün Gazzeli insan kamildir.

    Filistinli bir murabıta ya da Gazzeli modeline insanlığın değerlerini yenileme görevi verildiyse, kutsallığı ortaya çıkarma gücüne sahip olduğu içindir. Ve varlığıyla bunu yapabilme gücüne sahiptir. O var olduğu için değil. Çünkü kutsallığı koruyabilme gücü Filistinliye bütün dünyada yaşayabilir, dirençli olabilir özelliği katmaktadır. Allah’a yakınlaşmasının sırrı ilahi aşktır, ilahi sevgidir. Ne olursa olsun bu böyledir. “

    – “Filistin direnişi, bir modeldir”

    Gazzeli murabıtların etki etme ve kutsallığı koruma gücüne sahip olduğuna dikkati çeken Abdurrahman, yerinde olmak istediği Filistinli murabıtların, Allah’ın yanındaki makamlarının her zaman yükseldiğini kaydetti.

    Filistinli murabıtların şehadet sözleşmesine olan bağlılıklarını anlatan Abdurrahman, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bu tefekkür onu bir başkasına ulaşamayacağı makamlara, derecelere yüceltmektedir. Şüphesiz Filistinlerin direnişi bir değerdir ve Filistin’in yenilediği bir değerdir. Ve böylelikle düşmanına karşı zaferi elde edene kadar da devam edecektir. Ve bu misaka (sözleşmeye) bağlılığıyla tamamıyla direniş değerini sağlamıştır. Dolayısıyla Filistinliler bugün insanlığın özgürleştirilmesi bayrağını sallamaktadırlar, tutmaktadırlar. İşte bu da Filistinlinin küresel olduğunu, dünya insanı olduğunu göstermektedir. Bir Filistinli bir zarara, bir incitmeye, bir saldırıya maruz kalmaktadır. Aslında dünya saldırıya maruz kalmaktadır. Ben bunun maddi yönünden bahsetmeyeceğim. Ancak burada verilen zarar bunun da ötesinde. Biz bunlara ‘toplu soykırım’ demiyoruz ‘köklü soykırım’ diyoruz.

    Buradaki tamamıyla köklü bir soykırım, değerler soykırımı, insanlık soykırımı gerçekleştirmek istenmektedir. Peki bizler bu kötülüğe nasıl karşı koyabiliriz, nasıl engelleyebiliriz? İşte biz buna büyük karşı koyma diyoruz. Yani mutlak kötülüğe karşı büyük karşı koyma diyoruz. Yani bugün Filistin direnişi evet bir modeldir. Ama bu direniş bir başkasının isteğiyle değil Cenab-ı Allah’ın iradesiyle gerçekleşen bir durumdur. Tabii artık akıllar o kadar küçüldü ki hakikati ve hakikatin işlerini göremez hale geldi, ağma oldu.”

    – “Bütün dünya aslında bir Gazze’dir”

    Allah’a karşı yapılan tefekkürlerin büyük kapılar açtığını dile getiren Abdurrahman, şunları kaydetti:

    “Burada artık baktığımızda bütün dünya aslında bir Gazze’dir. Çünkü aynı şekilde bir tefekküre ihtiyaç duymaktadır. Çünkü mutlak kötülük dünyayı abluka altına almış bulunmaktadır. Ve burada gizli bir düşünce görmekteyiz. Kanıtın ne diye sorabilirsiniz. Baktığımız zaman artık yakın ve uzak liderlere baktığımız zaman bunların aslında uzaklaştırıldığını görmekteyiz. Gerçekten hakkı söylenir. Diğer bir kanıt, tüm dünyanın gözaltına alındığı, durdurulduğunun yapısı. Alimler, düşünürler artık konuşamıyorlar, etki edemiyorlar baktığımız zaman. Onlar da uzaklaştırdılar. Şu an tüm dünya aslında özgür değil. Diğer bir mesele de Müslüman mütefekkir herkesten önce büyük direnişte bulunmalıdır.

    Sözü özetleyecek olursak, mutlak kötülük, Kant’taki, Kant’ın ifade etmiş olduğu köklü kötülükten veya sıradanlaşmış Arendt’in söylediği kötülükten daha da büyük bir kötülüktür. Tüm mutlak kötülük aynı zaman içerisinde sıradan kötülüğü de barındırır. Köklü kötülüğü de bulandırır ama köklü kötülük, mutlak kötülük anlamına gelmemektedir. Sıradanlaşmış kötülük de mutlak kötülük anlamına gelmemektedir. Çünkü mutlak kötülük içerisinde bir soykırım hali vardır. Tamamıyla ortadan kaldırma, köklerini kazıma, onu imha etme hedefi vardır. Evet, bir soykırım, köklü soykırım. Birincisi fıtrata karşı ve emanete karşı soykırım, itaate karşı, bağlılığa karşı bu soykırım. Filistinli bütün bu soykırıma karşı durmaktadır. Bütün dünyada yeniden değerlerin yaşatılması için mücadele etmektedir. Bunun da kendi argümanları, araçları içerisinde vazgeçilmez araçlarıyla yapılması gerekmektedir.”

    İslam Düşünce Enstitüsü ve Uluslararası İslam Düşünce Vakfı Başkanı Görmez’in konferans süresince eşlik ettiği Abdurrahman’a, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Turan da fotoğraflarla Kudüs’ü anlatan bir kitap takdim etti.

    Devamını Oku

    KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: “Gazze’yi gördükten sonra, ‘sıfır asker’ yaklaşımını asla kabul etmeyiz”

    KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: “Gazze’yi gördükten sonra, ‘sıfır asker’ yaklaşımını asla kabul etmeyiz”
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    LEFKOŞA (AA) – Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’ta bundan sonra herhangi bir anlaşmanın, iki devletin işbirliği şeklinde olabileceğini belirterek, “Gazze’yi gördükten sonra, ‘sıfır asker’ yaklaşımını asla kabul etmeyiz.” dedi.

    KKTC Cumhurbaşkanlığı Şeref Salonu’nda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve beraberindeki heyeti kabul eden Tatar, buradaki konuşmasında, egemen eşitlik ve KKTC devleti kabul edilmeden Rumlar ile müzakere masasına oturmayacaklarını vurguladı.

    Tatar, Türkiye’nin Kıbrıs’taki garantörlüğünün Ada’da bulunan Türk halkı ve tarihsel süreçten alınan hukuki bir hak olduğunun altını çizerek, kimsenin Türkiye’yi garantörlükten vazgeçmeye davet edemeyeceğini belirtti.

    Rumların, İsviçre’nin Crans-Montana kasabasında 2016-2017’de yürütülen müzakerelerin kaldığı yerden devam etmesi yönündeki isteklerinin gerçekçi olmadığına dikkati çeken Tatar, bir daha Crans-Montana sürecine dönmeyeceklerini söyledi.

    Tatar, İsviçre’deki görüşmelerde Rumların, Kıbrıs’tan Türk askerinin çekilmesini ve garantörlüğün kaldırılarak, “Sıfır asker, sıfır garanti’ yaklaşımını sergilediklerini aktararak, şunları kaydetti:

    “Gazze’yi gördükten sonra, ‘sıfır asker’ yaklaşımını asla kabul etmeyiz. Egemenliğimiz ve devletimiz bizim şartımızdır. Bir anlaşma olacaksa iki devletin işbirliği ile olacaktır ve Türkiye’nin garantörlüğü ve Türk askerinin varlığı devam edecektir.”

    Konuşmasında Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yıl dönümüne de değinen Tatar, o dönem Yunanistan’daki Albaylar Cuntası’nın talimatı ile Nikos Sampson’un 15 Temmuz 1974’te Kıbrıs’ta gerçekleştirdiği askeri darbenin, aslında bir Yunan işgali olduğunu belirterek, Mehmetçiğin 50 yıl önce Ada’ya çıkarak bu işgali sonlandırdığını anlattı.

    Tatar, KKTC ekonomisinin gelişmesi ve Türk toplumunun geleceğe güvenle bakabilmesi için TOBB Başkanı ve heyetinin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Hisarcıklıoğlu’na teşekkür etti.

    TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu da konuşmasında, tarihsel süreç içerisinde Türkiye’nin Kıbrıs konusunda hep stratejik planlar dahilinde hareket ettiğini söyledi.

    KKTC’nin ekonomik kalkınması ve halkın refahı için ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını belirten Hisarcıklıoğlu, Güzelyurt’a yapılacak soğuk hava deposu sonrası narenciye ürünlerinin katma değerini arttırmak için projeleri olduğunu söyledi.

    Devamını Oku

    Küçükçekmece'de 4 katlı binada çıkan yangın söndürüldü

    Küçükçekmece'de 4 katlı binada çıkan yangın söndürüldü
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    İSTANBUL (AA) – Küçükçekmece'de 4 katlı binanın en üst katında çıkan yangın itfaiye ekiplerince söndürüldü.

    Mehmet Akif Mahallesi Ayyıldız Sokak'taki binanın 4'üncü katında henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı.

    İhbar üzerine söz konusu adrese polis, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi.

    Yangın itfaiye ekiplerince söndürülürken, dumandan etkilenen 2 kişiye sağlık görevlilerince müdahalede bulunuldu.

    Olay sırasında dairenin boş olduğu öğrenildi.

    Dairede hasara yol açan yangının çıkış nedeni araştırılıyor.


    Devamını Oku