34,2551$% -0.03
37,3256€% 0.23
44,5679£% 0.3
3.061,02%-0,31
5.112,00%-0,44
2477097฿%-0.38403
Hayatımızı devam ettirmek için paraya ihtiyacımız var ama yokluğunun sıkıntısını çekiyoruz… Acaba, parada bolluk ve berekete kavuşmak için neler yapmalıyız? Yaşam koçu Lynette Allen, para sıkıntısını gideren yöntemleri anlatıyor ve örnek bir başarı hikayesiyle hepimizi ilham veriyor; heyecanla okuyacaksınız.
Ne zaman kredi kartı harcamalarınız kapıya gelse kendinizi kötü mü hissediyorsunuz? Banka hesaplarınıza gelen ve giden paraları düşündüğünüzde içinize bir huzursuzluk mu yerleşiyor? Eğer gittikçe borca battığınızın ve başınızı kuma gömdüğünüzün farkındaysanız, duruma el atma ve gerçeklerle yüzleşme cesaretinizi göstermeniz gerekir.
Borçlardan korkmak ve görmezden gelmek, sorunu çözmez; aksine batağa saplanmanıza neden olur. Para sıkıntısından kurtulmak için korkularınızdan soyunun ve gözlerinizi açıp harcamalarınıza ve gelirinize gerçekçi bakın. Bu, para sıkıntısını gidermek için en önemli adımdır, bunu yapın.
Eğer harcamalarınızı kontrol etme konusunda çok iyi olmadığınızı biliyorsanız, banka hesaplarınızı her düşündüğünüzde, o insanı tüketen rahatsız edici his size zarar verecektir. Bu durum, hasta, çökmüş, endişeli ve stresli hissetmenize neden olabilir.
Danışanlarımdan Ayşe, bir gün bana geldi çünkü borçları kontrolden çıkmak üzereydi ve para sıkıntısı çekiyordu. Yaşama isteği azalmıştı, bu derece borca battığı için kendini suçlu hissediyor ve maddi durumu, ilerlemesine köstek oluyordu. Kendisine duyduğu güvensizliğin temelinde yatan olgu, ümitsiz maddi durumuydu. Geleceği konusunda iyi ve güvenilir kararlar alma yetisini de kaybetmişti.
Ayşe, borçları konusunda ne yapması gerektiğini aslında biliyordu ama bunu yapmak onu rahatından öylesine alıkoyacaktı ki ilk engelde düşeceğini kendini inandırmıştı yani kendini engelliyordu. Ayşe ile konuştum ve birlikte derin bir nefes alıp borçlarına gerçekçi gözlerle bakıp harekete geçmesi için onu ikna ettim. Bankadan gelen tüm mali mektupları, yaptığı harcamaların fişlerini, faturalarını bir araya toplayıp inceledik.
Ayşe, hesabına giren ve çıkan miktarı biliyordu ama bunu kontrol etmeyi bilmiyordu. Birlikte, ufak tefek lüksleri dahil olmak üzere tüm giderlerini listeledik. Listede organik domates almaktan tutun da lüks marka şampuan almak bile vardı; amacımız tüm harcamaları görüp düzenlemekti.
Ayşe’nin tüm harcamalarını tek tek yazdıktan sonra aylık kazancından, borçlarını ödeyecek bölümü ayırdık sonra da harcamalarında kısıtlamalara gittik. Ayşe, düzlüğe çıkana kadar tasarruf yapmanın onu ileride çok rahatlatacağını kabul etmişti ve bunu gönüllü bir şekilde yapıyordu. Harcamalarını düzenlemek aynı zamanda daha fazla borç yapmasının da önüne geçecekti.
Ayşe artık daha uygun marka şampuan kullanıyor daha az ödüyordu; tüm kıyafetlerini gözden geçirip aslında ne kadar çok kıyafeti olduğunu gördü; alışveriş yapmaya son verdi. Cips, patates kızartması gibi yiyeceklerle beslenip hem kilo aldığını hem para harcadığını gördü; sağlıklı beslenmeye karar verip evde yemek pişirmeye başladı, abur cuburlara son verdi ve daha az yemek harcaması yaptı.
Ayşe, her hafta bir dergi alıyordu ve buna 5 lira veriyordu ve aylık 20 lira yapıyordu; oysa Ayşe bu 20 lirayı kredi kartına borcuna ödeyebilirdi, tam da böyle yaptı. Dergi almak yerine evindeki internetten okumalar yapmaya başladı. Her ay sonunda kendine bir gram altın alıp kavanozda biriktirmeye başladı. Gördü ki aylık 100 TL ile başlayan birikimler, gün geçtikçe artıyor ve gereksiz harcamalarının da önüne geçiyor. Çünkü Ayşe, damlaya damlaya göl olacağını çok iyi anladı. Cep telefonu tarifesini minimum pakete düşürüp tasarruf etti.
Ayşe’nin çözmesi gereken bir başka sorunu daha vardı: kendini, iş arkadaşlarından daha başarısız ve yetersiz hissediyordu. İş hayatında iyi olmadığını ve başka herkesin ondan iyi olduğunu düşünüyordu. Bazı günler benzin ya da yol parası olmadığı için işe yürüyerek gidiyordu ve iş arkadaşları bunu öğrenecek diye ödü kopuyordu. Oysa bu egzersiz yapmak için süper bir fırsattı ve herkes bunu takdir ediyordu. Ayşe anladı ki ancak söylerse insanlar onun borcu olduğunu bilebilirdi ve bunu herkese söylemesine de gerek yoktu.
Ayşe’yi kendinize örnek alın: borçlarınızı ödemek için kendinizi eğitmek üzere söz verin. Kötü günler için birikiminiz var mı? Hesapta paranız varsa bu iyi bir faiz alabiliyor mu? Hiç bireysel emeklilik almayı düşündünüz mü? Üstelik şimdi %25 devlet katkısı var, yani aylık 100 lira siz yatırsanız; 25 TL devlet veriyor fazladan.
Ayşe’nin yaptığı gibi her ay ev kirasından şampuan masrafına kadar her şeyi kalem kalem yazın. Eğer kazandığınızdan fazlasını harcıyorsanız, nelerden tasarruf edebileceğinizi görün ve tasarruf edin. Her öğle yemeğinden sonra içtiğiniz bir kahveyi haftada ikiye düşürmek bile sizi tasarruf ettirebilir.
Para sıkıntısını gideren yöntemlerle bolluğa kavuşmanızı diliyoruz.